Paris'te Noelde Bir Anne Kız 1
Ben çok çok mutlu oldum zarif mesajlarınıza sonsuz teşekkür ederim. Nasıl havaya girdim belli değil:) Bir düz yazımın bile yayınlama düğmesine basmak ne kadar heyecan vericiymiş, kitap yazıp baskıya verenleri çok düşündüm... off... ölür insan:). Gece paylaşınca 4'e kadar uyuyamadım yorumlar geldikçe. Sağolunuz, şevk verdiniz!
Kendi hikayeme ara
ara dönerim belki, şimdilik annemin yüreğine indirmeden biraz soğutayım o
tarafı:) "A aa babanı da mı yazdın, niye?" diye kalakaldı annem,
sonra güldü alemsin sen diye. Şimdilik komşusundan okuyor, bana bilgisayar öğretin
deyip duruyordu, tabii gündeme geldi hemen:) Babamı yıllar önce
kaybettiğimizden sıkıntı yok oradan. Kocamın ilk yorumu bayağı gergince, "taciz
eden ben ve babanmış gibi anlaşılabilir" dedi, çok nüktedandır nasıl oraya
geldi hiç anlamadım o ayrı:)) Ama okuyucu başımın tacı demek ben anlatamamışım,
düzelttim "sokakta uğradığım tacizler" diye... Hassas işmiş,
doğru ifade etmem lazım. İtiraf edeyim ben çok eğlendim bu süreçte, çok
keyiflendim görüşmeyeli:)
Yazmak için son zamanlarda en mutlu olduğum zamanları
düşünürken master için Paris’te olan kızıma ani kalkındığım ziyaretim aklıma
geldi. Yurtakki komşuluğumuz çok özel bir mutluluk oldu benim için. “Allah’ım
gerçek mi bu yaşadığım an?” diye durup dışarıdan baktığım, duygulandığım
anılarla dolu ve o özel birlikteliğimizi unutmamak için kayda geçirip yazmaya
karar verdim.
Büyük kızım
Zeynep’in ruhu hep Matmazel’dir:) Saint Joseph, Galatasaray Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler’den sonra EHESS (École des Hautes études en Sciences
Sociales)’de Siyaset Bilimi masterı yapmayı çok istedi, kabul edildi, geçen
sonbahar gitti. Başvurduğu yurt reddetmişti, gideceğine yakın "hala
istiyorsan gel yer var" dediler, Paris’te güneyde güzel bir bölgede Cite
Internationale Universitaire’de kalıyor. Paris'teki devlet yurdundan
beklentimiz çok düşüktü, yurtta olması ev ile uğraşmayacağı için bize güven ve
huzur verdi. Fiyatı da Paris için gayet iyi, pek bayıldık. Ekim'de mutlu mesut
uğurladık.
Noel zamanı
“aileleriniz yanınıza gelmek isterse boş odalarımız var buyursunlar” mektubunu
aldığında “haydi gel anne, sen çok seversin noel süs püs ışık her taraf” diye
aradı. Kocam gelemedi, küçük kızım İpek ile gidelim gezelim kız kıza istedim
ama finalleri vardı gelemedi. Ben Aralık ayını, süsleri, yılbaşı hazırlığını
çok severim, evi süslemeyi abartırım, istediğim bir şeyi de aklıma koyduysam
yaparım, tutmayın beni :) Hemen benim için yurda başvurduk ve onayı geldi. Ben
yatılı bile olmamışım hayatımda, çok da merak ederdim, heyecanla aldım
biletimi, bir haftalık izin de tamam.
Paris ile ilgili
binlerce yazı vardır internette, turistik rehber gezi yazısı yazmak değil
amacım. Osman ve Zeynep ile 20 yıl önce Paris’te bir hafta kalıp, Disneyland’e
de gitmiştik, yetmişti. "Daha da gelmem bitti gezilecek yerler” diye
ayrılmıştım, hatta ne var burada bu kadar abartılacak diye düşünmüştüm o zaman.
Ama bu ziyarette Paris beni bambaşka duygularla sarmaladı. Bir kere o zaman 3
yaşında pusette gezdirdiğimiz kızım bana öyle güzel program yapmış ki,
neredeyse basmadık sokak bırakmadık. Hayatımda ilk kez bir yolculukta hiç
sorumluluk olmadan, haritaya bakmadan, yarın ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz
düşünmeden, bir hafta metro, ulaşımla ilgilenmeden, tuttum eteğinden büyük bir
güvenle sadece ona teslim ettim kendimi. Ay ne rahatmış meğer böyle hazırlıksız,
sorumsuz gezmek:)
Yurtta karşılıklı binalarda kaldık, önce
tırstım tabi, misafirhane binasında kalan az, duş, tuvalet dışarıda bir odada
zorlanır mıyım diye. Ama öğrencilerin arasında ve ortamın çok güvenli olduğunu
görünce, katta da 3 odayız hemen havaya girdim, hiç sorun olmadı kapı karşımdı ortak alanlar.
Kızım Fransız gibi yaşamaya alışmış, oraya ait, hakim ve çok mutlu gördüm, çok
yakışmış şehre, doktora da kısmet olsun inşallah!
Zeynep 1. Kat köşe oda, cumbada masası |
23 Aralık öğlen
indiğim gibi havaalanında kucaklaşıp, birlikte trenle yurda gittik. Zeynep’in
kaldığı cumbalı odanın karşısındaki misafirhaneye yerleştikten sonra bavulu
bırakıp Champs Elysées'ye noel süslerini görmek üzere attık kendimizi
sokaklara. Yurdun önünde metro, tren, tramvay durakları olması büyük kolaylık.
Muhteşemdi ortam, noel coşkusu çok güzeldi, gerçi ben daha abartı bekliyormuşum
sanki ama Belediye bütçeyi kısmış bu yıl. Kaldırımlara noel pazarı kurulmuş,
insanlar nereye bakacaklarını şaşırmış, yiyip içip alışverişteler, çoğunluk
turist. Merakla bekledim ne zaman gerçek şık Fransızlar’ı göreceğim diye, bu
kadar çok bekleyeceğimi nereden bileyim:)
Champs Elysées Ladurée'ye girdik tarihi güzellikte binada bir şeyler yeriz diye, methini duymuştum ama ne mümkün dışarıda sırada bekledik. Sıra geldi, meğer sadece pastane alışveriş kuyruğuymuş. İçeride tekrar restaurant kuyruğu vardı, beklemeden gezip çıktık. Caddeyi gidip geldik, mağazalara girdik çıktık.
Aman bir şey
kaçırmayayım hissimi iyice tatmin edince Avenue Montaigne’e girdik.
Instagram’da herkesin paylaştığı Dior’un önündeki büyük avizeyi görmem lazım:)
Marka dükkanlara sırayla girip gezdik, ana kız komik tasarımlı baharlıklara
güldük. Bir grup kız arkadaşımla yılbaşı piyangosuna büyük girmiştik,
çıkarsa diye göz koydum bir LV çantaya, Zeynep'e bellettim bunun iki rengini
de alırsın diye:) Baktık L’Avenue Rest. bomboş, loş, binanın üstünü örtmüşler
tadilatta, hiç yüz vermedik. Bindik metroya Zeynep’in tavsiye üzerine yer
ayırdığı bir Peru Lokantasına gittik, Rest. Peruvien Latinogourmand, turistik
bölgelerden uzak, sakin küçük bir lokantada ilk gece keyfi...
Ertesi sabah 24
Aralık, ne olacak acaba sokaklarda diye heyecanlı yattım. Noel sabahı saat 8’de
kapı vurulmasıyla fırladım, açtım karşımda Yeşil Yol filmindeki dev adam gibi
bir adam, elinde çarşafları görünce temizliğe geldiğini anladım, "no no
merci" diye kapadım kapıyı. Baktım bahçede koşanlar dolu, "ayol Noel
sabahın körü deli mi bunlar, ben yatayım" dedim ama uyku ne mümkün,
gençliğe bulaştım ya hava güneş ben de çıkayım dedim, bahçe çok güzel geniş
park, "kızım işin mi yok, yat dinlen daha çok yol yürüyeceksin" diye
oturttum kendimi. Aman bir şey kaçmasın da:)
Odamda düzeni
kurmuşum. Sabah kahvaltı ve Türk kahvelerimizi de içtik, öğlene doğru çıktık.
"Annecim sen seversin" dedi, bindik metroya bir durak gittik
Lüksemburg Bahçeleri’ne, tabi mevsimsel olarak kel ve bakir, yurdun bahçesi ve
karşısındaki park daha yeşildi. Oradan yürüdük St. Michel'e doğru, yolda
Sorbonne’u gösterdi, yurda çok yakın, kütüphanesine üye olmuş sık
gidiyormuş."Seni misafir sokmayı denerim" dedi. Yan duvarını görünce
ayol koskoca Sorbonne Universitesi bu mu dedim, içi, avlusu çok güzelmiş ama
tatildi giremedik. Bizim Karaköy’deki kaldırımlar kadar kaldırım üstünde bir
bina dışarıdan.
Saint Michel, Saint
Germain favori caddelerimiz. St. Michel’de noel pazarı tezgahlar kurulmuş,
güzel takıcı vardı, boş geçmedim. Geçen geldiğimde oturamamıştık, girdik ana
kız keyfi, Cafe Flore’a sıcak şaraplarımızı içip “oh iyi ki geldim”
kutlamalarına devam ettik.
İki caddeyi de
boydan boya sokaklarıyla arşınlayıp, bir heyecan geldik Notre Dame Katedrali'ne
akşam olunca. Acaba noel ayinine girebilir miyiz kalabalık mıdır diye
düşünürken kapıya gelince baktık, makul hatta sakin bir sıraya şaşırarak
içeride bulduk kendimizi.
Noel ayinini en önlerden izlemek çok özeldi. Benim burada ilk gelişimden güzel bir anım vardır. Bir mum dikip (kiralık deniz manzaralı ev istiyordum, dilemiştim, sürpriz bir şekilde 2 ayda gerçekleşmişti :)) Mutlaka gidecektim, noel gecesi bonus oldu.
Çok özel bir ayin dinledik, mumları yaktık, dilek defterine epey uzun
yazarak katkıda bulundum:) dualar ederek sevinçle ayrıldık.
Katedral'in hemen karşısında St. Michel’in başında tipik bir Fransız Bistro’sunda yedik: geleneksel yemekleriyle Fransız Cafe des Arts’da, ben tamamen teslim, mutluluk sarhoşu dolanıyorum. Fevkalade her şey...
Facebook fotolarda ordinaryüsüm de burada şimdi tesadüfen keşfettim, üzerine tıklayınca büyüyüp arka arkaya albüm oluyormuş fotolar:))
Moda ve noel ayini videoları fazla geldi sayfa kaydedemiyor, fotoları da azaltıp küçülttüm, bilahare inşallah:)
Moda ve noel ayini videoları fazla geldi sayfa kaydedemiyor, fotoları da azaltıp küçülttüm, bilahare inşallah:)
Efenim bana kalsa
salıverir 7 günü birden yayınlarım ama dediler ki blogda çok uzun yazı sıkarmış:)
Sevgilerimle,
Ne kadar özel bir gezi, ne kadar özel bir hatıra anne-kız.... Biz de keyifle gezinize katıldık, heyecanla diğer yazıları bekliyoruz
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, şevk geldi valla uykularım kaçıyor:)
SilBizlerle paylaştığın bu güzel anılarını ne kadar içten dile getirmişsin, okurken seni karşımda hissettim....
YanıtlaSilTeşekkurler, önerileriniz çok değerli yolun başındayken öğreniyorum:)
Silhayatta hep böyle güzel anlarınıza tanıklık etmek isterim...tebrikler.
YanıtlaSilNe kadar zarifsiniz, inşallah çok memnun olurum, teşekkürler:)
SilAydancimmmm yuregine kalemine saglikkkk, sicacikkk cok samimi ictennn yazilarindevammmm
YanıtlaSilJale
Noel ruhunu daima içinde hisseden, Aralık ayını sırf yılbaşı hazırlıklarını sokaklar da caddeler de görebilmek için İstanbul'dan başka yerde olmamaya özen gösteren benim gibi birine bu yazı tabir-i caiz ise tam "damardan" , emeğinize sağlık Aydan Hanım
YanıtlaSilGülhiz
Aydancımharikasın tebrikler Gamze
YanıtlaSilsüpeeerrr simdi okudum, walla kiskandim ne güzel bir fikir bu böyle diye.. Devamini beklerim Bundan kitapcik olur renkli renkli. Ferda
YanıtlaSil:))) hoşuma gittiiii... Yudum yudum yazıların..:))) Behiye
YanıtlaSilÇok keyifli devamını bekleriz Ozge
YanıtlaSilharikasınız, tebrikler
YanıtlaSil